Hakkımda

Fotoğrafım
Söyleyeceklerini yapmış bir özgürlük suvarisi.

2 Eylül 2011 Cuma

Nurhak Bakışlı Oğul


Hey! Nurhak…
Hey! Kalbimizin, sol tarafı,
Hey kıblemiz
Ey! Nurhakların Asil oğlu
Yüreği Şahan oğul
Dağları yatak-yorgan belleyen,
Dağları hayatın özü belleyen oğul.
Eğer gerilla olmak:
Tırnaklarıyla yoktan var etmekse,
Sen dağları tırnaklarınla deldin.
Eğer gerilla olmak bir çağı değiştirmek
Yeniçağlara akmak ise
Sen kucakladığın her anneyi, her babayı
Gözlerindeki ışıkta doğurdun.

Ey Nurhak bakışlı oğul
Eğer gerilla olmak gerektiğinde;
Gerektiğinde vurulmaksa her kuytulukta
Sen her kuşluk vakitlerde vuruldun
Eğer cadde cadde,
Dağ dağ gezmek ise
Eğer işkenceye direnmekse
Eğer hapislik ve sürgünlükse
Sen bağıra çağıra
Sen şen gülüşlerle yürüdün tüm bu yolları

Eğer gerilla olmak hiç olmayacak yerlerde
Ben buradayım demekse:
Hey oğul!!!
Sen Pervari’nin adı bile bilinmez
 Sessiz bir caddesinde
Ben buradayım dedin.
Eğer gerilla gerekirse düşmanın içine sızmaksa
Sen vurulurken düşman elbiseleriyle vurulan ilk gerilla oldun.

Ey Nurhakların bilge, altın oğlu
Eğer fedakârlıksa, eğer gerillacılık katıksız bir duruşsa:
Sen tereddütsüzce indin: yaşamdan ölümün kıyısına,
Ölümün kıyısında yeni bir yaşam bırakarak
Eğer gerilla katıksız bir katılışsa hayata
Sen tıpkı aşk gibi karşılık beklemeden sevdin dağları
Bir kızı sever gibi..

Ey gözümün nuru
Ocağımızın şen sesi,
Güler yüzlü, yangın yürekli
Sevda bakışlı, aşk kokulu
Şafak duruşlu,
Nurhak boylum
Nergis kokulu oğlum,
Kalbini fırtınalı göllere batıran oğlum

Şimdi hangi caddeye ses versem
Sesim bana geri dönüyor.
Şimdi hangi dağa gidip bakışlarını arasam,
Benim bakışlarım bana geri dönüyor.
Ey kaderini benim yaratamadığım,
Benim kaderimi belirleyen oğul:
Şimdi hangi yüze baksam,
Senin görürüm.
Her sokağın tenhalığında;
Gerilla sesleri duyarım.

Ey oğul.
Ey oğul yönümü ne Allaha ne kula çevirir oldum
Yönüm senden yana dağlara döner her vakit.
Kirpiklerim;
Aksakalım bir bıçak oldu da;
Yavaş yavaş değil,
Hızla doğrar oldu kalbimi.

Ey beni babası gibi kucaklayan; oğullarım kızlarım..
Nende canım bu kadar acır?
Neden bu kadar çöker omuzlarım?
Eğer bir gerillanın;
Eğer bir devrimcinin babası olmak
Tüm bunlara eyvallah demekse,
Derim oğullarım, kızlarım..

Bakma sen bana öyle oğul.
Görmeyeyim o gülen gözlerinde hüzün.
Bakma sen bana:
Ellerim, kalbim, bakışlarım topraklarıma değmediğindendir,
Bu sessiz haykırışlarım.

Eğer en yüce, en tartışmasız devrimcilik,
Geleceğe anlamlı bir not bırakmaksa:
Sen en güzel notu bıraktın.
Asker elbisesiyle vurulan ilk gerilla olarak
Beni kendinden doğurdun.

Eğer bir gerillanın babası olmak
Yağmura fırtınalara açmaksa bedenini
Açırım oğul.
Eğer bir gerillanın babası olmak
Güneşte kavrulmaksa,
Eğer bir gerillanın babası olmak,
Yüreğini kızgın yağa batırmaksa
Her gün batırıyorum kalbimi en kızgın yağlara

Eğer gerilla babası olmak; sürgünlükse
Sürgünlüğe de eyvallah derim.
Yeter ki sen rahat uyu.
Yeter ki, toprağında boy veren kardelenlerin kokusu gelsin bana.
Sen bil ki oğul, onurlu hayatın;
Benim namusumdur.
Tutmayan ellerime direnç,
Çöken omuzlarıma kuvvettir,
Görmeyen gözlerime ışıksın oğul.

Eğer gerilla babası olmak;
Parça parça olmak
Ve toplamaksa tüm parçalarımızı
Toplarım oğul.
Kavganın özünden öperim…

Baban İbrahim Gezer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder